COVİD-19 ANTİKOR TESTİ NEDİR ? NEDEN YAPILIR ?

Yeni tip korona virüsün yol açtığı COVID-19 PANDEMİSİ sonucu yaşanan karantina günlerinden ‘YENİ NORMAL’ sürece dönülürken, en fazla merak edilen konulardan birisi de kişinin bağışıklık kazanıp kazanmadığıdır. Bununla birlikte, yine pek çok işletme ve işyeri de çalışanlarının bağışıklık oranlarını tespit ettirerek, normal hayata dönüş adımlarını ona göre belirlemektedirler. Bütün bu uygulamalar, antikor testlerinin ne kadar önemli olduğunu ortaya koymaktadır. DETAM EV ve İŞYERİNDE SAĞLIK UZMANLARIMIZ antikor testleriyle ilgili olarak aşağıdaki hususlara dikkat çekmektedirler.

Antikor testi, daha önce koronavirüs (COVID-19) geçirip geçirmediğinizi kontrol etmek için yapılan bir kan testidir. Yani COVID-19 antikor testleri ile Koronavirüsü geçirmiş ya da belirtisiz olarak koronavirüsü atlatan kişiler bağışıklık durumunu öğrenebilir.

Antikor testleri kişide oluşan antikorları, daha önce enfeksiyonu geçirip geçirmediğini, virüsle mücadelenin hangi döneminde olduğunu ve bağışıklık gelişip gelişmediğini gösterdiğinden koronavirüs hastalığı geçiren ve geçirmeyen birçok kişi bağışıklık kazanıp kazanmadığını öğrenmek istiyor.  Ayrıca pek çok işyeri de çalışanlarının bağışıklık oranlarını tespit ederek, normal hayata dönüş adımlarını ona göre belirliyor.

Antikor testi, genellikle COVID-19’dan tamamen iyileştikten sonra yapılır, antikor testine uygunluk, testlerin mevcudiyetine bağlı olarak değişebilir. Bir sağlık profesyoneli, genellikle bir parmaktan veya koldaki bir damardan kan örneği alır. Ardından, virüse karşı antikor geliştirip geliştirmediğinizi belirlemek için alınan kan örneği test edilir. Antikor testinin zamanlaması ve türü testin doğruluğu etkiler. Enfeksiyon sırasında çok erken test yaptırırsanız, bağışıklık tepkisi vücudunuzda hala oluşmaya devam ederken yapılan test antikorları tespit edemeyebilir. Bu nedenle, semptomların başlamasından en az 14 gün sonrasına kadar antikor testi önerilmez.

Antikor testi, kanınızdaki antikorları kontrol eder. Bir enfeksiyon kaptığınızda vücudunuz antikor üretir. Antikorlar enfeksiyonla savaşmaya yardımcı olurlar. Antikorlara sahip olmanın virüsü tekrar kapmanızı engelleyip engellemediği bilinmemektedir.

Geçtiğimiz haftalar içerisinde Sağlık Bakanlığı’nın verdiği izinle artık özel sağlık kurumlarında da talep eden kişilere SARS CoV 2 antikor testleri yapılmaya başlandı. Memorial Sağlık Grubu olarak biz de uygulamaya geçtik ve şu anda bünyemizde Avrupa Standartlarına Uygunluk (CE) belgesi bulunan güvenilirliği ve duyarlılığı son derece yüksek olan Abbott antikor testi ile hizmet vermeye başladık. Bu uygulama öncesinde SARS CoV 2 antikor ve antijen testleri ameliyatlara girecek olan hastalara yapılabilmekteydi. Artık ameliyat, işlem ve girişim planlanmayan sağlıklı erişkinler de daha önce bu virüsle karşılaşıp karşılaşmadıklarını öğrenmek için antikor testi yaptırabiliyor.

Tüm antikor testlerinin performansı duyarlılık ve özgüllük oranlarına göre değerlendirilmektedir. Testin duyarlılığının %100 olması (“doğru pozitiflik” tanımlaması) hastanın test sonucunun pozitif olması durumunda testin %100 güvenilir olduğu anlamına gelmektedir. Çalıştığımız Abbott antikor testlerinin özgüllüğü ise %99’dur, bu da yapılan testin “doğru negatiflik” oranını gösterir. Tüm bu değerler testin yapıldığı kişi sayısının artması ile doğru orantılı olarak artar. Geliştirilen bu yeni testlerin güvenilirlik açısından yüksek duyarlılığa ve özgüllüğe sahip olduğu açıktır.

Pozitif bir test sonucu, COVID-19’a neden olan virüsün neden olduğu enfeksiyondan antikorlara sahip olabileceğinizi gösterir. Bununla birlikte, pozitif bir sonucun, aynı virüs ailesinden (koronavirüs olarak adlandırılır) farklı bir virüsle enfeksiyondan antikorlara sahip olduğunuz anlamına gelmesi ihtimali vardır. COVID-19’a neden olan virüse karşı antikorlara sahip olmak, virüsle tekrar enfekte olmaktan koruma sağlayabilir. Ancak koruma sağlansa bile, antikorların ne kadar koruma sağlayabileceğini veya bu korumanın ne kadar süreceği kesinlik kazanmamıştır.

Sonuçlarınızın ne anlama geldiğini anlamak için sağlık uzmanınızla test sonucunuz ve yaptığınız testin türü hakkında konuşmalısınız.

Test sonuçları negatif çıkarsa bu durum COVID-19 virüsünün size bulaşmadığı anlamına gelebilir. Ancak vücudunuzun antikor üretmesi enfeksiyondan sonra tipik olarak 1-3 hafta sürer. Son zamanlarda virüse maruz kaldıysanız, hala hastalanmanız mümkündür. Bu durum virüsü halen yayabileceğiniz anlamına gelir. Testin pozitif veya negatif olup olmadığına bakılmaksızın, sonuçlar kesin olarak COVID-19’a neden olan virüsü yayıp yayamayacağınızı belirtmez.

Özetle, test sonuçları antikorlara sahip olduğunuzu gösteriyorsa, geçmişte COVID-19 ile enfekte olduğunuz anlamına gelir. Ayrıca bu sonuç koronavirüse karşı bir miktar bağışıklığınız olduğu anlamı da taşıyabilir.

Antikor testinin sonucunun pozitif çıkması, bu virüsün vücuda girdiğini gösterir ancak COVID-19’a karşı kesin olarak bağışıklık geliştiği anlamına gelmez. Zira antikorlara sahip olmanın, COVID-19 ile tekrar enfekte olmayı engellediğine dair henüz kesin bir kanıt bulunamamıştır. Yani bağışıklık seviyesi ve bağışıklığın ne kadar süreceği henüz bilinmemektedir. Bu konuyu aydınlatmak için bilimsel çalışmalar devam etmektedir.

IgM yani erken evre antikor testinde antikorlarını saptayan serolojik testlerden elde edilen POZİTİF sonuç,  yakın zamanda kişinin virüs ile karşılaşmış olunduğunu gösterir. Ancak enfekte hastalarda virüse cevap olarak henüz antikor gelişmediği durumlarda NEGATİF test sonucu elde edilebilir.

IgG yani geç cevap antikor testinde POZİTİF saptanması tip CORONA VİRÜS COVID-19  (SARS-CoV-2) enfeksiyonuna maruz kalınmış olduğunu gösterir. IgG antikorunun pozitif seviyelere ulaşması genellikle bulgular başladıktan en az 10 ile 14 gün sonrası gerçekleşir. IgG antikoru pozitif olarak saptanan bir kişinin COVID-19 (SARS-CoV-2) enfeksiyona karşı bağışıklık sisteminin yanıt verdiği anlaşılmaktadır.

Abbott antikor testi, COVID-19’a yol açan SARS CoV- 2 virüsüne karşı vücudun bağışıklık sisteminin oluşturduğu total IgG tipi antikorları ölçmektedir. Yani bu hastalığa karşı bağışıklık olup olmadığını gösteren bir testtir. Boğaz ya da burundan örnek alınarak yapılan testten farklıdır, koldan kan alınarak çalışılmaktadır. Parmak ucundan alınan kan ile çalışılan testlerden daha güvenilirdir. Testin çalışılması yaklaşık 40 dakika sürmekle birlikte, en geç 24 saatte sonuç bildirilmektedir.

Elisa ve benzeri yöntemlerle yapılan antikor testlerinin güvenilirliği %99,9’dur. Bu testlerin hassasiyet ve doğruluğu, parmaktan alınan hızlı antikor testlerine göre belirgin bir biçimde yüksektir. Tanıda, Elisa benzeri duyarlı ve özgül yöntemlerin PCR ile birlikte kullanılması da doğru tanı şansını artırmaktadır.

Antikor testi ile ilgili göz önünde bulundurulması gereken önemli bir nokta, bunun bir antijen testi olmadığıdır. Antijen testleri, kişinin hasta olup olmadığını, yani akut enfeksiyonun varlığını tanımlayan testlerdir. Antikor testleri ise kişinin daha önce enfeksiyonu geçirip geçirmediğini ve virüse karşı bağışıklık kazanıp kazanılmadığını tanımlamaya yöneliktir. Yani kişinin test yapıldığı anda hasta olup olmadığına dair bilgi vermez.

Antikor testlerin pek çok kullanım alanı bulunmaktadır. Örneğin; testlere en yüksek talep, normale dönüşe hazırlanan işyerlerinden olmaktadır. Büyük fabrikalar, bankalar, okullar, zincir markalar ve restoranlar, işe dönüş öncesi çalışanların taranmasını talep edebilmektedir. Birçok firma bu test ile enfeksiyon bağışıklık taraması yaparak, işe dönüş sürecini planlamaktadır. Örneğin ileri yaş ve kronik hastalığı olan risk gruplarına antikor testi yapılarak enfeksiyonu ağır seyretme riski taşıyan bireyler korunabilir veya antikor testi pozitif çalışanlar ile faz 1 süresi tamamlanabilir. Ayrıca ileri yaş ve kronik hastalıkları olan aile bireylerini pandemi süreci boyunca görememiş kişiler de test ile bağışıklık durumlarını öğrenerek sevdikleri için risk taşıyıp taşımadıklarını görmek isteyebilmektedir.

Ulusal ve uluslararası uçuşların açılması ile tüm ülkeler ülkeye giriş öncesi yolculardan antijen ve antikor test sonuçlarını talep etmeye başlamaktadır. Ayrıca Türkiye’de yaşayan ancak yurtdışında çalışan, yurtdışında işbaşı yapmayı planlayan çalışanlardan da aynı şekilde test sonuçları talep edilmektedir. Artık uçağa binmeden önce herkesin “bağışıklık pasaportu” adı verilen sağlık karnelerinin olması da planlar arasındadır. Testler, karadan girişlerde gümrük kapılarında ve havalimanlarında da yapılmaktadır. Antikor testlerinin pozitif veya negatif olması yurtdışına çıkış için engel teşkil etmemektedir.

Tüm bunların yanında antikor testleri ile toplumda belli sayıda kişi veya gruplar taranarak toplumun yüzde kaçının bağışıklık kazanıp kazanmadığı öğrenilebilir. Dünyada yapılan benzer çalışmalarda, toplum bağışıklığının %5-9 arasında olduğu bilinmektedir. Bu oran aynı şehirde farklı semtlerde bile farklı sonuçlanabilir. Örneğin yeterli altyapısı bulunmayan, kalabalık yaşanan ve çalışılan bölgelerde, virüsle karşılaşma olasılığı da yüksek olacaktır.

Tarama testlerinin bir diğer önemli faydası da bağışıklığı olan bireylerin, koşulları sağlamaları durumunda, sevdikleri ya da antikor ihtiyacı olan ağır hastalar için konvelesan (iyileşmiş) plazma vererek, tedaviye katkıda bulunabilmeleridir. Konvelesan plazma, Covid 19 enfeksiyonunun tedavisinde geçerliliği kabul edilen önemli yaklaşımlardan biridir.

Nitekim daha önce korona virüs geçirmiş ve antikor geliştirmiş kişilerden alınan plazma ile tedavi uygulanarak başarılı sonuçlar elde edilmektedir.

Sars CoV 2 virüsü hakkında bilinmeyen pek çok nokta bulunmaktadır. Hastalığı geçirdikten sonra gelişen bağışıklığın düzeyi, koruma sağlayıp sağlamadığı ve varsa bile bu korumanın ne kadar süreceği bilinmemektedir. Yine de bağışıklık kazananların tekrar virüsle karşılaşması durumunda, hastalığı hafif şekilde atlatacakları düşünülmektedir. Yani bu kişilerde risk azalmakla birlikte, vücutta bir miktar antikor da bulunacaktır. Tespit edilebilen antikor düzeyi negatifleşse bile vücut tekrar bu virüs ile karşılaştığında, hücre hafızası yani bağışıklık sistemi bu virüsü tanıyarak daha hızlı ve daha kuvvetli yanıt vererek, virüsü yenebilecektir. Devam eden çalışmalar, hastalığı geçiren kişilerde koruyucu bağışıklığın 6 ay- 1 yıl gibi süreler sonunda ne kadarının kaldığını gösterecektir.